Print Al |
Beyin ve sinir cerrahisindeki yeni yöntemlerin boyun fıtığında teşhis ve tedavi süreçlerini kısalttığını belirten Nöroşirürji Uzmanı Op. Dr. Halit Çavuşoğlu, sorunun özellikle ofis çalışanlarını tehdit ettiğini söyledi. Çavuşoğlu, boyun fıtığı ve tedavi yöntemleri hakkında şu bilgileri verdi: “Omurga, dikey yönde etki yapan vücut ağırlığı ve dış kuvvetlere karşı koymanın yanında hareket fonksiyonunu da yürütmek durumundadır. Bu yüzden sabit kalmak ve hareketli olmak gibi çatışan iki özelliğe sahip olmalıdır. Bu ikili özellik, omurganın bölümlü yapısı ve omurlar arasındaki diskler tarafından sağlanır. Diskler dikey yönde, yana eğilme ve dönme sırasında uygulanan kuvvetleri emerler. İnsanoğlunun iki ayak üzerindeki duruşu da disk üzerine yansıyan kuvvetleri artırır. Sonuç olarak omurlar arasındaki diskler yaşla belirginleşmek üzere yıpranmaktadır. Yük emme yetenekleri ve dayanıklılıkları azalır, fıtıklaşma gelişebilir. Boynun fazla ağırlık taşımamasına rağmen hareketli yapısı nedeniyle bozulması ve disk fıtığı görülme riski yüksektir. Boyun bölgesinde her omur, cismi hizasından çıkan sinirlerde kola ve sırta yayılarak, bu bölgelerin duyu ve hareketini sağlar. Omurgalar arasındaki disk dokusunun jelatin kıvamındaki iç kısmının, daha kuvvetli bir bağ dokusundan oluşan dış kısmı yırtarak omurilik ve sinirlere bası yapması sonucu boyun fıtığı ortaya çıkar. KOLDA AĞRI VE UYUŞMAYA NEDEN OLABİLİR Boyun fıtığı, omurilik ve sinir köklerini etkileyen, en sık hayatın 30- 40’lı yaşlarında rastlanılan bir hastalık grubudur. Belirtileri; fıtığın yerine, hastalığın süresine ve ciddiyetine bağlı olarak değişkenlik gösterir. Hastalar genellikle tek taraflı, kola doğru yayılan bir ağrıdan rahatsızlık duyarlar. Ağrı, parmak uçlarına kadar yayılır ve uyuşma ile beraber olabilir. Ağrının yayıldığı kolda kuvvet kaybı olabilir. Hastalar ellerine aldıkları ağır cisimleri yere düşürmekten şikayet ederler. Eğer bası daha da ilerlerse yürüme güçlüğü ve dengesizlik de oluşur. MUTLAKA DOKTORA BAŞVURUN Ağrı ve uyuşukluğun sıklaşması ve belirli sürede yatak istirahatı ile geçmemesi durumunda mutlaka bir beyin ve sinir cerrahına başvurulması gerekir. Detaylı öykü alma ve fiziksel muayenenin önemi çok büyüktür, sadece bunlarla tanı koymak bile mümkündür. Ama görüntüleme teknikleri ile de boyun fıtığının varlığını teyit etmek ve seviyesini saptamak gereklidir. Yapılan muayene ile sinir tahribatına ait bulgular yoksa hastaya mutlak yatak istirahatı, ağrı kesici kullanımı ve fizik tedavi önerilmektedir. Ancak sinir tahribatına ait bulguların mevcudiyetinde ve diğer tedavi yöntemlerinin başarısız kaldığı durumlarda cerrahi uygulanır. OMURGANIN HAREKET KABİLİYETİNİ KORUMAK ÇOK ÖNEMLİ Şikayet oluşturan boyun fıtığına yapılan cerrahi tedavinin amacı; omurilik ve buradan çıkan sinirlerin sıkışıklığını giderirken, birçok anatomik yapıyı ve boyun omurgasının yük taşıyabilme ve hareket edebilme fonksiyonunu korumaktır. Geleneksel cerrahi yöntemler, geniş alanda normal doku tahribatına neden olur. Böylece omurilik ve sinir dokusu rahatlatılmakla beraber omurganın fonksiyonunun bozulmasına yol açar. Sonuçta hastaya ek olarak kafes, plak, vida gibi materyallerle ameliyat yapılması zorunlu hale gelebilir. Omurganın fıtık seviyesindeki bölümünü hareketsiz hale getiren bu ameliyat tekniğinin; süresinin uzun olması, fazla miktarda kan kaybı ve ameliyat sonrası ağrılı ve uzun iyileşme süreci, yüksek oranda başarısızlık, uzun vadede diğer disklerde fıtıklaşmalara yol açması bu yöntemlerin dezavantajıdır. Diğer yandan hareketli bölümü koruma amacıyla geliştirilen disk protezi de istenilen sonuçlara ulaşılmasını sağlayamamıştır. Uzun dönemde protezlerin hareket kabiliyetini kaybettikleri izlenmektedir. GİRİŞİMSEL YÖNTEMLE BOYUN FITIĞINDAN KURTULABİLİRSİNİZ Radyolojik görüntüleme yöntemlerindeki (MR) gelişmeler boyun fıtığına yol açan yumuşak ve kemik dokuların ayrıntılı tespitinde faydalıdır. Mikrocerrahi yönteminde 1,5 cm.lik cilt kesisi yapılır. Doğal doku planları kullanılarak disk mesafesine girilerek omurilik ve sinir dokuları rahatlatılır. Omurganın yük taşıyabilme ve hareket edebilme gücü bozulmadığı için hasta ameliyattan 3 saat sonra yürütülür ve ameliyattan 4 saat sonra taburcu olabilir. Hastanın boyunluk kullanmasına gerek kalmaz. Dikiş yoktur ve işlemden 2 gün sonra pansuman çıkarılıp banyo yapılabilir. Ameliyat sonrası hasta oturabilir, yürüyebilir ve merdiven inip çıkabilir. Ameliyattan 2 hafta sonra da egzersiz programı başlatılır. Bu “minimal invaziv cerrahi” yani girişimsel yöntemle boyun fıtığı ameliyatlarında alınan sonuçlar son derece yüz güldürücüdür. Bu ameliyat tekniği hastaların çok korktukları diğer ameliyat tekniklerine oranla; kanamanın olmaması, çok kısa sürede sosyal yaşantıya dönüş imkanı sağlaması ve ameliyat konforu nedeni ile özelikle önerilmektedir.” |
Kaynak: Ntvmsnbc , Link : www.ntvmsnbc.com/id/25424833/
Anahtar Kelimeler: yaşam, sağlık, boyun fıtığı, ofis rahatsızlıkları,